2021 yılından bu yana ekonomide hızlanan bozulmanın 2023 Mayıs seçimleri sonrası göreve gelen ekonomi yönetimi tarafından onarılmaya çalışılması henüz meyvelerini vermese de bahar mevsiminden umut var. Ancak bu ortamda herkesin kendini korumaya çalışmasıyla da özellikle maaş zamlarından işçi-işveren çekişmeleri bitmiyor. Buna bir de önemli ekonomistler eklenince adeta ‘epistemolojik kopuşlu’ kongre tadına dönüşüyor.
Yıl sonu geliyor ve maaş zamları hesaplanmaya devam ediyor. Cebinde akrep olan işverenle, gelir gider hanesi arasındaki dengenin şirazesi şaşan çalışanlar pazarlığa hazırlanıyor.
Maaş zamlarında döngü her seferinde, ünlü Vizontele repliğindeki “Zeki Müren’in” bizi görüp görmemesine dönüşüyor.
Asgari ücret zammının baz alındığı ortamda son yıllarda hiç bir maaşın asgari ücret kadar artmadığı da trajik gerçekler olarak özellikle metropol beyaz yakasını mağdur ederken, memurların da onlardan kalır yanı olmuyor.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yıl sonu zamlarına yönelik açıklamasında, asgari ücretin OVP’de hedeflenen enflasyon oranında artırılması gerektiğini söyleyince ilgi çekiyor.
Türkiye’nin önemli iktisatçılarından Prof. Dr. Refet Gürkaynak, İTO Başkanı Avdagiç’in sözleri üzerine paylaşımında, “Şirketleri sattıkları ürünlerin fiyatlarını da hedeflenen enflasyon oranında mı artıracaklarmış? Yoksa sadece emek için mi OVP’ye bakılaymış? (OVP’dekiler hedef değil tahmin ama onu ellemiyoruz, sonra hedef %5, asgari ücret de o kadar artsın deyiverir.)” yorumunu yapıyor.
Benzer bir soruyu yine ünlü bir ekonomist olan Haluk Bürümcekçi de soruyor: “Kendi firmasında ürünlerin fiyatlarını da OVP’ye paralel mi artıracak?”
Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Ali hakan Kara, önemli bir grafikle konuya dahil oluyor: “Emeğin milli gelir içindeki payı bu haldeyken ücretleri hedef enflasyona göre belirlemek adil değildir.”
Kara sonrasında da ekliyor: “Bir ülkede çalışanlar hayat pahalılığından yakınırken işverenler yüksek ücret maliyetinden şikayet ediyorsa, ortada bir verimlilik sorunu vardır.”
Ekonomide geldiğimiz seviyede,
Çözümlerin günü kurtarmaktan ve kolay yollardan uzaklaşmak olduğu daha net görülürken,
İşverenlere tepkilerin de yoğun olduğu görülüyor.
Farklı düşünenler de dikkat çekiyor: İnce dengelerin üzerinde kurulması gereken ekonomi politikalarında yol ayrımlarında seçimlerin daha hassas olduğu görülüyor.
Siz ne dersiniz? Bu döngüden çıkmak mümkün mü?